Nisan Ayında Enflasyon Beklentileri Aştı: TÜİK’in Açıkladığı Verilere Göre Merkez Bankası Tahminlerin Üzerinde
TÜİK’in nisan ayı enflasyon verileri, Merkez Bankası tahminlerini aşarak yıllık yüzde 37,8’e geriledi. Ancak bu verilere ne sanayiciler, ne de ihracatçılar, üreticiler ve emekliler inanmıyor.
TÜİK’in kökenleri Osmanlı dönemine dayanan kuruluşu, 1891 yılında kurulan Merkezi İstatistik Encümeni’ne dayanmaktadır. Ancak, kurum, AKP iktidarının 23 yıllık sürecinde itibarını kaybetmeye başlamıştır. Şimdi, İstanbul Ticaret Odası (İTO) gibi köklü kuruluşların yanı sıra bağımsız akademisyenler ve iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ve diğer birçok kurum, TÜİK dışında enflasyon verileri yayınlamaktadır. Artık, neredeyse kimse TÜİK verilerine ciddi bir şekilde inanmamaktadır.
Nisan ayı enflasyon verileri de tartışmalara yol açmıştır. Yıllık yüzde 37,8 olarak açıklanan tüketici enflasyonu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yüzde 24 hedefine karşın farklı kurumlar ve beklenti anketleri tarafından yüzde 30-40 aralığında enflasyon beklentilerini içermektedir.
Dövize Talep Artıyor
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na odaklanan 19 Mart operasyonları sonrasında ekonomideki hızlı bozulma, MB tarafından yeni kararların alınmasına sebep oldu. Döviz mevduatlarına uygulanan zorunlu karşılık oranı artırıldı ve ihracatçıların döviz gelirlerini MB’ye satma zorunluluğu yükseltildi. Ancak, döviz rezervlerindeki azalma devam etmekte ve dövize olan talep durdurulamamaktadır.
MB’nin net döviz rezervleri ve altın rezervleri 2 Mayıs haftasında azalmış ve 19 Mart’tan bu yana rezervlerdeki düşüş yaklaşık 60 milyar doları bulmuştur.
MB’nin aldığı yeni kararlarla döviz talebinin yavaşlatılmaya çalışılmasına rağmen başarılı olunamamaktadır. Dolar global olarak değer kaybederken, TL karşısında değer kazanmaya devam etmektedir.
İş Dünyasından Gelen Eleştiriler
İç ve dış desteklerin azalmasının yanı sıra iş dünyasından gelen eleştiriler de artmaktadır. MB’nin aldığı kararlar ve ekonomi yönetimine yönelik tepkiler yükselmektedir. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı’nın vergi politikaları ve alınan diğer kararlar eleştirilmektedir.
Ankara Sanayi Odası Başkanı, sanayicilerin faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle yatırım yapamadığını dile getirmiştir. İhracatçılar da, döviz gelirlerini MB’ye satma zorunluluğu ve artan maliyetler nedeniyle zor durumda olduklarını belirtmektedir.
İş dünyasının suskunluğu ise sona ermiş gibi görünmektedir. Siyasi operasyonlar, ekonomik kriz ve programdaki belirsizlikler, iş dünyasını harekete geçirmiştir. Bu noktada, daha fazla destek ve çözüm talepleri artmaktadır.